28 Nisan 2012 Cumartesi

Yazarlar da Van Persie dedi


İngiltere'de futbolcular tarafından yılın en iyisi seçilen Robin Van Persie, Futbol Yazarları Birliği'nin de 1 numarası oldu.

Arsenal'in yıldız golcüsü Robin Van Persieİngiltere Futbol Yazarları Birliği tarafından yılın en iyi oyuncusu seçildi.

Bu sezon gösterdiği performansla parmak ısırtan Hollandalı yıldız, dün, Profesyonel Futbolcular Birliği tarafından yılın en iyi futbolcusu olarak taçlandırılmıştı.
İngiltere'deki futbol yazarlarının katıldığı oylamayla bu alanda da birinciliği kimselere kaptırmayan Van Persie, ödüllerinin arasına bir yenisini daha eklemiş oldu. Oylamada Manchester United'ın yıldızı Wayne Rooney ikinci sırada yer alırken, Ocak ayında emeklilik kararını iptal ederek futbola dönen Paul Scholes'un üçüncü sırada olması ise büyük şaşkınlık yarattı.

Robin Van Persie bu sezon Premier Lig'de çıktığı 35 maçta 27 gol attı.

Geçtiğimiz sezonu ilk ısrada tamamlayan Gareth Bale ise, bu sezon listede yer almayı başaramadı.

Ronaldo: “Manchester United’ı özlüyorum”

2009’da rekor bonservis bedeliyle Manchester United’dan İspanyol devi Real Madrid’etransfer olan Cristiano Ronaldo, eski hocası Alex Ferguson ile hâlâ görüştüğünü dile getirdi ve eski takımını özlediğini belirtti.

Manchester ile ilişkilerini koparmadığını belirten 27 yaşındaki oyuncu, Zoo Magazine’e yaptığı açıklamada, “Sir Alex ile dönem dönem görüşüyoruz. Manchester’ı hâlâ özlüyorum. Orada 6 yıl gibi uzun bir süre geçirdim. Manchester’da bir ailem olduğunu hissediyorum ve onları özlüyorum. Rio Ferdinand, Nani, Anderson ve Patrice Evra’yla görüşmeye devam ediyorum. Antrenmanlardan sonra servis edilen elmalı tatlıları da çok özledim” dedi.
İskoç teknik adamla çalışmayı özleyip özlemediği konusundaki soruya esprili bir cevap veren Ronaldo, “Evet, Fergie’nin o pozitif yaklaşımlarını çok özlüyorum. (Gülüyor) Onun oyuncular ve takım üzerinde hep olumlu bir enerjisi olmuştur. Bunu her zaman takdir ettim” diye konuştu.
Manchester günlerine oranla çok daha olgun bir oyuncuya dönüştüğünü belirten yıldız orta saha oyuncusu, “O dönem oynadığım futboldan çok keyif alıyordum. Ancak şimdi daha iyi bir oyuncu olduğuma inanıyorum. Çok önemli başarılar yakaladım. Bireysel ve takım olarak birçok ödül kazandık. Ama İngiltere dönemimde hem saha içinde hem de saha dışında birçok pişmanlığım oldu” şeklinde konuştu.
Euro 2012 öncesinde beklentisinin yüksek olduğunu dile getiren Ronaldo, “Portekiz ile Euro 2012’de iyi işler yapacağımıza inanıyorum. Almanya ve Hollanda gibi güçlü rakiplere karşı oynayacağız. Ancak bir üst tura çıkabileceğimizi düşünüyorum” dedi.

Guardiola'nın ayrılık kararı

Barcelona Teknik Direktörü Pep Guardiola, bu sabah tüm oyuncularını topladı ve onlara üzücü haberi verdi. Sezon sonundan itibaren takımdan ayrılmaya karar vermişti. Çok da büyük bir süpriz olmayan bu karar Katalan camiasında üzüntüye neden oldu.

41 yaşındaki teknik adam, 2008 yılında Frank Rijkaard'dan görevi devralmasından bu yana takımın tarihinin en başarılı teknik adamı oldu. 11 yıl futbolcu olarak 4 sene de A Takım teknik direktörü olarak çalıştığı kulübün başkanı Sandro Rosell, İspanyol teknik adama kalması için açık çek teklif etti.  Hatta takımın defans oyuncusu Gerard Pique, Guardiola'nın kalması için ellerinin ateşin içine sokabileceğini bile söylemişti.

Son aylarda birçok kişi tarafından Guardiola'nın ayrılması öngörülüyordu. Çünkü Guardiola'nın üzerindeki baskı ve beklenti her geçen gün daha da artıyor ve yıpratıcı bir hal alıyordu.

Son olarak Guardiola'nın Real Madrid maçı için bile çok heyecanlanmadığını söylemesi, bu gelişmenin habercisi olmuştu. Karşılaşmanın 11'inde Cristian Tello ve Isaac Cuenca'nın olması da bu durumun sonucuydu. Katalan ekibinin 2-1 kaybetmesiyle de La Liga şampiyonluğu büyük bir ihtimalle Madrid ekibine gitti.

GUARDIOLA'NIN KUPALARI
Sezon
2008-09


2009-10


2010-11


2011-12
Şampiyonluk
La Liga, Kral Kupası, Şampiyonlar Ligi

La Liga, Kulüpler Dünya Kupası, Süper Kupa, UEFA Süper Kupası

La Liga, Şampiyonlar Ligi, Süper Kupa

Kulüpler Dünya Kupası, Süper Kupa, UEFA Süper Kupası
La Liga'da iddiasını kaybeden Guardiola, Şampiyonlar Ligi'nde Chelsea ile kritik bir rövanş maçına çıktı. Bu maç bir önceki senede yarı finlde Real Madrid eşleşmesinden çok daha önemliydi. Çünkü Guardiola'nın geleceğinin belirleyicisi bu maç olacaktı.

Bir önceki sene Real Madrid'i eleyip finalde de Manchester United'ı yenerek kupayı kazanan Guardiola, bu sezon bunu tekrarlayamadı. 2-2 biten maçın ardından Chelsea finale yükselirken Barcelona'nın elinde sadece İspanya Kral Kupası finali kaldı.

Aradan geçen zamanda en büyük rakipleri Real Madrid, Barcelona'yı seviye olarak yakalamış ve 36 yaşında göreve gelen genç adamın artık saçları dökülmüş ve yüzünde çizgiler belli olmaya başlamıştı. Aynı durum takımın oyuncularına da yansımıştı.

Bunların dışında Eric Abidal ve Tito Vilanova'nın yaşadığı hayati hastalıklar da takımı mental olarak yordu. Neyse ki ikisi de bu zor süreci atlattılar. Artık Guardiola'nın da dinlenme ve kendine vakit ayırma zamanı gelmişti.

Chelsea maçının ardından açıklamalarıyla ruh halini yansıtan Guardiola, "Bazen kaybedersiniz ama yine de yüzünüz gülebilir. Her zaman kazanmanız mümkün değil. Bu da sporun bir parçası." demişti.

Guardiola bunları söylerken birçok kesim de onu B planına sahip olmamakla ve kendine çok güvenmekle eleştiriyordu. Bu düşünceler doğal olarak haksızdı. Çünkü Guardiola kulüp tarihinin en başarılı takımını yaratmıştı.

Guardiola'nın yetiştirdiği futbolcular içinde bulundukları durumlara karşı doğal reflekslerle çözüm üretebilen bir gruptu. Ayrıca tüm öğrencilerine futbol dışında da beceriler kazandırmayı başarmıştı. Bunu belki de sadece Arsene Wenger anlayabilirdi.


 Tito devralıyor | Barcelona Guardiola'nın boşaltacağı koltuğa yardımcısı Tito Vilanova'yı getiriyor.
Barcelona, Guardiola'nın ayrılık kararının ardından çok seri hareket etti ve yerine yardımcısı Vilanova'yı getireceğini duyurdu. Johan Cruyff'un getirdiği felsefe, Guardiola ile gelişimini tamamlamış ve Tito ile de devam edebilirdi elbette.

Guardiola'nın ayrılığı iki çok önemli mağlubiyetin ardından geldi gibi görünse de önlerinde hala oynayacakları bir Kral Kupası finali var. Athletic Bilbao ile karşılaşacakları maçla birlikte Barcelona'ya veda edecek olan Guardiola'ya en büyük hediyeyi öğrencileri kupayı alarak vermek istiyor.

Önümüzdeki ay Barcelona, Vicente Calderon'da kazanan taraf olmasa bile çok özel bir maç olacak. Guardiola'nın arkadaşı ve zaman zaman fikir alışverişinde bulunduğu Marcelo Bielsa, "En iyi takım olsanız bile her zaman kazanamazsınız. Yine de siz sahada elinizden geleni yapmalısınız." şeklinde konuşmuştu.

Bilesa'nın bu sözleri Guardiola'nın hayatı boyunca yapmaya çalıştığının özetiydi. Belki Guardiola takımdan ayrılacak ama daha uzun yıllar onun felsefesi Barcelona'nın başarılar kazanmasını sağlayacaktır.

Kaynak : Goal

20 Nisan 2012 Cuma

X Güç - Beckham Gerrard Zidane Adidas Futbol

Mustafa Ceceli Kıymetini Bilemedim.

Türk Tarih Kurumu'nu tanıyalım


Türk Tarih Kurumu, ülkemizde bizzat Atatürk’ün direktifleriyle kurulan kurumların başında gelmektedir. Atatürk, özellikle Avrupa devletlerinin  ders kitaplarında yer alan Türklerin ikinci sınıf bir millet oldukları (secondaire) iddialarına ve “barbar” deyimi kullanılarak bir istilacı kavim şeklinde gösterilmelerine karşılık, bunun böyle olmadığını ve cihan tarihinde en eski çağlardan beri hakiki yerinin ne olduğunun ve medeniyete ne gibi hizmetlerinin bulunduğunun araştırılması gerektiğine inanmaktaydı.

İşte bu sebeple, 28 Nisan 1930 tarihinde, Atatürk’ün de bizzat katıldığı  Türk Ocakları’nın VI. Kurultayı’nın son oturumunda, O’nun direktifleriyle, Âfet İnan tarafından 40 imzalı bir önerge sunulmuş ve “Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik etmek için hususi ve daimî bir heyetin teşkiline karar verilmesini ve bu heyetin azasını seçmek salahiyetinin Merkez heyetine bırakılmasını teklif ederiz” denilmiştir.
Aynı gün Kurultay’da yapılan görüşme sonucunda Türk Ocakları Kanunu’na, 84. madde olarak “Merkez Heyeti, Türk tarih ve medeniyetini ilmî surette tedkik ve tetebbu eylemek vazifesiyle mükellef olmak üzere bir Türk Tarih heyeti teşkil eder” şeklinde bir madde eklenmiştir. Bu karar çerçevesinde 16 üyeden oluşan bir “Türk Tarihi Tedkik Heyeti” teşkil edilmiş, heyet ilk toplantısını 4 Haziran 1930 tarihinde yapmış, Yönetim Kurulu ve diğer üyeleri seçmiştir. Yönetim Kurulu: Başkan Tevfik Bıyıklıoğlu, Başkanvekilleri Yusuf Akçura ve Samih Rıfat, Genel Sekreter Dr. Reşit Galip, Üyeler: Âfet İnan, İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Hâmid Zübeyir Koşay, Halil Edhem, Ragıb Hulûsi, Reşid Safvet Atabinen, Zâkir Kadîrî, Sadri Maksudi Arsal, Mesaroş (Ankara Etnografya Müzesi uzmanı), Mükrimin Halil Yinanç, Vâsıf Çınar ve Yusuf Ziya Özer’den teşekkül etmiştir. Bu heyet, “Türk Tarihinin Ana Hatları” adıyla yaptığı ilk çalışmayı yayımlamıştır.
Böylece temeli atılan Türk Tarih Kurumu, 29 Mart 1931 tarihinde Türk Ocakları’nın VII. Kurultayı’nda kapatılma kararı alınınca, bu defa 12 Nisan 1931’de “Türk Tarihi Tedkik Cemiyeti” adı ile yeniden teşkilatlanmış ve 1930’daki ilkeler temel alınarak faaliyetlerine devam etmiştir. Kurumun adı 1935 yılında “Türk Tarihi Araştırma Kurumu” olarak değiştirilmiş, daha sonra ise “Türk Tarih Kurumu”na çevrilmiştir.
Kurum bu dönem içerisinde dört ciltlik lise tarih kitaplarını, İsmail Hakkı Uzunçarşılı’nın Anadolu Beylikleri’ni, bazı kazı raporlarını, Pîrî Reis’in “Kitâb-ı Bahriye” ve haritasını basmış, 1937 yılından itibaren ise, adını bizzat Atatürk’ün koyduğu, BELLETEN yayın hayatına başlamıştır.
Atatürk, hayatının son dönemlerine kadar Kurumun çalışmalarıyla yakından ilgilenmiş, birçok defa çalışma planını kendisi tesbit etmiş ve birçok toplantıya bizzat katılmıştır. O’nun bu Kurum’a ve tarihe verdiği önem, 5 Eylül 1938’de düzenlediği vasiyetnâme ile, İş Bankası’ndaki hisselerinin gelirinin yarısını Türk Tarih Kurumu’na bağışlamasından anlaşılmaktadır. Nitekim Atatürk’ten sonra gelen bütün Cumhurbaşkanları da bir gelenek olarak Kurum’un koruyucu başkanları olmuştur. 25 Mayıs 1940’ta İçişleri Bakanlığı’nca onaylanan yeni cemiyetler kanununa göre yeniden düzenlenen tüzüğünün 2. maddesinde, Kurum’un Reisicumhur İsmet İnönü’nün yüksek himayeleri altında bulunduğu hükmü yer almış, 3. maddesinde de, “Maarif Vekili bu Kurum’un fahrî reisidir” denilmiştir. Kurum, Bakanlar Kurulu’nun 21 Ekim 1940 tarih ve 2/14556 sayılı kararnamesiyle “Kamu Yararına Çalışan Dernekler” arasına alınmıştır. Türk Tarih Kurumu, tüzelkişiliğe sahip olarak, 7 Kasım 1982’de kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 134. maddesi ile kurulan Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bünyesine dahil edilmiştir. Türk Tarih Kurumu bu dönemden itibaren de ilk kuruluş amaçları doğrultusunda çalışmalarına devam etmiş ve etmektedir.
Madde 134. - Atatürkçü düşünceyi, Atatürk ilke ve inkılâplarını, Türk kültürünü, Türk tarihini ve Türk dilini bilimsel yoldan araştırmak, tanıtmak ve yaymak amacıyla; Atatürk'ün manevî himayelerinde, Cumhurbaşkanının gözetim ve desteğinde, Başbakanlığa bağlı; Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu ve Atatürk Kültür  Merkezinden  oluşan,  kamu  tüzelkişiliğine   sahip  "Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu" kurulur.
Türk Dil Kurumu ile Türk Tarih Kurumu için Atatürk'ün vasiyetnamesinde belirtilen mali menfaatler saklı olup kendilerine tahsis edilir.
Atatürk  Kültür,  Dil ve  Tarih  Yüksek  Kurumunun; kuruluşu, organları, çalışma usulleri ve özlük işleri ile kuruluşuna dahil kurumlar üzerindeki  yetkileri  kanunla  düzenlenir.
Türk Tarih Kurumu, ilmî araştırma ve yayınları yanı sıra, ilki 2-11 Temmuz 1932 tarihlerinde toplanan ve belli aralıklarla günümüze kadar XVI.'sını gerçekleştirdiği milletlerarası nitelikte “Türk Tarih Kongreleri” yapmaktadır. 20-25 Eylül 1937 yılında Dolmabahçe’de yapılan II. Kongre, uluslararası nitelik kazanmış, yabancı bilim adamları da bu kongreye katılmışlardır. Bu Kongre, Türk tarihinin açıklanması ve belgelenmesi amacını gütmüştür. Ayrıca, Kongre dolayısıyla, tarih öncesinden Cumhuriyet dönemine dek yurdumuzda ve Ortadoğu’da gelişen büyük uygarlıkları, maketler, mülajlar, resimler ve grafiklerle canlandıran bir sergi düzenlenmiş ve bu sergi Atamızın ölümüne dek Dolmabahçe’de kalmıştır.
Türk Tarih Kurumu bundan sonra da uluslararası nitelikte,

15-20 Kasım 1943’teIII.,
10-14 Kasım 1948’deIV.,
12-17 Nisan 1956’daV.,
20-26 Ekim 1961’deVI.,
25-29 Eylül 1970’teVII.,
11-15 Ekim 1976’daVIII.,
21-25 Eylül 1981’deIX.,
22-26 Eylül 1986’daX.,
05-09 Eylül 1990’daXI.,
12-16 Eylül 1994’teXII.,
04-08 Ekim 1999’daXIII.,
09- 13 Eylül 2002’deXIV.,
11-15 Eylül 2006’daXV.,
20-24 Eylül 2010'daXVI.
kongrelerini düzenlemiştir. Bu kongrelerde sunulan bildiriler kitap haline getirilmiş ve bunlardan XVI. kongreye kadar olanlar 48 cilt halinde basılmıştır.
Kuruluşundan başlayarak çalışmalarını eski Türk Ocağı Halkevleri binasında sürdüren Kurum, 1940 yılı sonlarında Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde ayrılan bir bölüme geçmiştir. Ancak her gün zenginleşen kütüphanesi, çalışmaları ve gelişen basımevi dolayısıyla bu yer yetersiz kalmış, 12 Kasım 1967 günü, projesi Sayın Turgut Cansever tarafından çizilen bugünkü modern binasına taşınmıştır. Bu bina 1980 yılında “Uluslararası Ağahan Mimarî Ödülü”nü almıştır.
Türk Tarih Kurumu, 2876 sayılı kanunda da belirtildiği üzere, 1931 yılındaki kuruluş gayesi olan Türk ve Türkiye tarihini ve bunlarla ilgili konuları, Türklerin medeniyete hizmetlerini ilmî yoldan incelemek, araştırmak, tanıtmak, yaymak ve yayımlar yapmak, bunlara dayanarak da Türk tarihini ve Türkiye tarihini yazmak konusunda çalışmalarını günümüze kadar sürdürmüş ve yayınlarını XXXI dizide toplamıştır. Bunlar içerisinde Tıpkıbasımlar, Türk Tarihinin Kaynakları, Kazı Raporları, Kongre Yayınları, Dünya Tarihi, Arşiv Belgeleri, Osmanlı Kronikleri, Halk İçin Tarih Yayınları, Türkçeleştirilmiş Osmanlı Metinleri, Kongre Yayınları ve Atatürk ve Yeni Türkiye dizileri sayılabilir. Bütün bu dizilerde başlangıçtan bu yana, dergiler dahil toplam 1400'e yakın eser yayımlanmıştır. 1937 yılından bu yana yayımlanan Belleten dergisinin Aralık 2010 itibariyle 271. sayısı çıkmıştır. Belgeler dergisinin ise 35. sayısı basılmıştır. Tarih Yıllığı'nın ise yayın hazırlıkları bitmek üzeredir.
Dergi yayıncılığı açısından bir önemli gelişme de 1988 yılında tek sayı çıkartılıp sürdürülemeyen Höyük dergisinin yeniden yayınlanmaya başlamasıdır.Arkeolojik kazıların değerlendirileceği ve yılda iki kez yayınlanacak olan Höyük'ün ikinci sayısı Temmuz 2010'da çıkartılmıştır.
Atatürk’ün direktifleriyle 22 Ağustos 1935’te Kurum’un kendi parası ve kendi elemanlarıyla başlattığı ilk kazı olan “Alacahöyük Kazısı”ndan ayrı olarak Trakya ve Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde arkeolojik araştırmalar sürdürülmüştür. Bu kazılardan çıkan eserler pek çok müzemizi süslemektedir. Bugün her yıl yaklaşık 20-25 kazıya maddî destek verilmektedir. Ayrıca 1996 yılından itibaren ilk defa yurtdışında, Kurum tarafından finanse edilen biri Kırgızistan’ın Tanrı Dağları’nda Son-Köl’de, diğeri Ukrayna’da Özi bölgesinde olmak üzere iki kazı daha başlatılmıştır. Öte yandan Çin İmparator günlükleri getirtilerek Türkçe’ye çevirisi yapılmaktadır. Yine Rusya Bilimler Akademisi Tarih Bölümü ile yapılan protokol çerçevesinde, Rusya arşivlerindeki Türk tarihine ait belgelerin kataloğu hazırlanmış ve belgelerin faksimile yayını için çalışmalar başlatılmıştır.
Türk Tarih Kurumu, amaçları doğrultusunda Türk tarihinin pek çok meselesine ışık tutmak maksadıyla ayrıca projeler desteklemektedir. Bunlardan Türkiye’nin Sosyal ve Kültürel Tarihi, Başlangıçtan Günümüze Türk Dünyası Tarihi, Türk Sufilik Tarihi, Yozgat ve Çevresi Sosyal ve Ekonomik Tarihi, Sondaj Metoduyla Ordu ve Yöresi İktisadî Tarihi gibi kapsamlı olanlarını saymak mümkündür. Öte yandan Türk Tarih Atlası ile Türk Mimarî ve Sanat Eserleri envanter çalışmaları da sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumu’nun ilmî çalışmalar için kurduğu kütüphane ise ülkemizin en zengin ihtisas kütüphanelerinden biridir. Yaklaşık 260.000 cilt kitabın bulunduğu kütüphaneye, değişim ve satınalma yoluyla en son yayınlar sağlanmakta, yurtdışında 243, yurtiçinde 75 kurum ve kuruluş ile değişim yapılmaktadır. Kütüphane bilgisayar ile hizmet vermektedir. Bilgisayarda ayrıca Türkiye’nin en büyük kütüphanelerinin dataları da bulunmaktadır. Bunlarla toplam 519.000 kitap programda okuyucu tarafından taranabilmektedir. Ayrıca internet ile Dünya’nın diğer kütüphanelerine ulaşmak mümkündür. Yine internet aracılığı ile yayınlarımız, kütüphanemize yeni gelen kitap ve dergiler araştırıcıların bilgisine sunulmaktadır.
Arşiv ve dokümantasyon açısından da Kurum hayli zengindir. Yakın zamanlar tarihi bakımından önemli arşiv belgeleri ve zengin bir Atatürk fotoğraf koleksiyonu bulunmaktadır. Burada da bilgisayar çalışmaları sürdürülmektedir.
Türk Tarih Kurumu, Osmanlı Öncesi ve Osmanlı Araştırmaları Uluslararası Komitesi (CIÉPO), Güney-Doğu Avrupa Araştırmaları Birliği  (AIÉSEE), Uluslararası Tarih Bilimleri Komitesi (CISH), Uluslararası Askerî Tarih Komisyonu (CIHMC) ve Uluslararası Akademiler Birliği (UAI) gibi çeşitli uluslararası bilim kurullarının da üyesidir. Bunlardan Uluslararası Akademiler Birliği’nin Türkiye’deki tek üyesidir.

DAF Park Isıtıcı Arızası | Daf Parking Heater Setting | Kalibrasyon Yapma | Webasto Arıza Kodları

 Daf XG XF CF Serilerinde bulunan PARK ISITICI yani Webasto kalibrasyonunu göstereceğim. Aracımızın öncelikle soğuk olması gerekiyor sulu w...